Din eğitimi inanan herkes için çok önemli olduğundan aileler çocuklarının da kendi dininden olması için doğru bir yol aramaktadır. Buradaki konu İslam, Hristiyanlık, Yahudilik veya diğer inançlarla benzer bir durumdadır. Her inanan insan çocuklarının da kendi dininden olmasını isteyebilmektedir. Fakat bunu nasıl yapacakları konusunda kafaları karışabiliyor. Bu konu hakkında kendi kendime yaptığım istişare sonucu netleştirdiğim fikirlerimi paylaşayım.
Çocuklarda din eğitimi
Çocuklardaki din eğitimini tam manası ile anlayabilmek için küçük bir senaryo yazalım. Bu senaryoda Ali adında yüzünde doğum lekesi olan bir çocuk olsun. Ali’nin babası uzun zamandır işsiz ve bu sebeple ailede bir fakirlik de söz konusudur. Ali, bir devlet okuluna gitmektedir. Aile Müslüman bir Ali yetiştirmek istedikleri için çocuklarına dini öğretmeye çalışmaktadır. Peki ama nasıl yapacaklar? Ufacık bir çocuk Allah, melek, peygamber, mucize, cennet ve cehennem gibi kavramları ne kadar algılayabilir?
Bir çocuğun kendi isteğiyle namaz kılmasını, emir ve yasaklara uymasını nasıl sağlayabiliriz?
Allah’a olan sevgimizi göstermek
Bir çocuk neden namaz kılsın? sorusunu sorarak başlayalım. Annemizi severiz. Ona çiçek alırız, hediye alırız, hastalandığında hastaneye götürürüz, o üzülmesin diye başımıza gelen kötü şeyleri ona anlatmaktan da imtina ederiz. Aynı şeyi babamız, kardeşlerimiz ve hatta çoğu yakınımız için de yaparız. Arkadaşlarımız için de. Onlara sevgimizi böyle gösteririz. Peki Allah’a olan sevgimizi nasıl göstereceğiz? Tabii ki de Kur’an-ı Kerim’de yer alan emir ve yasaklara uyarak ve namaz, oruç gibi ibadetleri yerine getirerek Allah’a olan sevgimizi gösteririz. Öyleyse bir çocuğu Müslüman olarak yetiştireceksek, çocuğun Allah’ı sevmesini sağlamamız ilk önceliğimiz olmalı ki, çocuk kendi isteğiyle severek dini öğrensin ve uygulasın. O zaman aklımıza yeni bir soru daha gelecek.
Bir çocuğa Allah’ı nasıl sevdiririz?
Bir çocuğa Allah’ı anlatmak
Allah’ı bir çocuğa anlatmak elbette zordur. Sonuçta gözle görülür elle tutulur bir şey değil. Ayrıca Allah hiçbir şeye de benzemez. Yani aklımıza gelen “Allah şöyle bir şey olsa gerek” dediğimiz şeylerin de Allah’a benzerlik konusunda hiçbir alakası yok. Hiç görmediğimiz ve hiçbir şeye benzemeyen bir şeyden bahsediyoruz. Bunu bir çocuğun anlamasını bırakın çoğu yetişkin de anlamaz.
Öyleyse Allah’ın görünüşü gibi fiziksel şeyleri çocuğa anlatmaktan ziyade Allah’ın emir ve yasaklarının doğrudan hayatındaki olumlu etkilerini göstererek Allah’ı anlamasını sağlamak doğru yol olacaktır. Bunun için de Allah’ı çocuğa doğru bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Öyleyse yeni bir soru daha soracağız.
Bir çocuk Allah’ı nasıl doğru şekilde anlayabilir?
Çocuklarda ahlak eğitimi
Çocuklarda ahlak eğitimi ile sorduğum 3 sorunun da cevabını vereceğim. Senaryomuza devam edelim. Ali sabah kalktı okula gitti. Gittiği okulda da öğrencilerin Müslüman olduğunu varsayalım. Buradaki arkadaşları, Ali’nin mahalle arkadaşlarından biraz farklılar. Mahalledeki arkadaşları Ali’nin doğum lekesi ile dalga geçiyor, yırtık ayakkabısından dolayı da Ali’yi küçük görüyor ve fakirliği ile eziyorlar onunla oynamak dahi istemiyorlar. Hatta babasının zar zor aldığı topunu da çalmışlardır.
Okulda ise bunlarla hiç karşılaşmıyor. Çantasını açık unuttuğunda hiç kimse kalem veya silgisini çalmıyor. Hiç kimse Ali’nin yüzündeki doğum lekesi ile dalga geçmiyor, hatta hiç o leke yokmuş gibi davranıyorlar. Ali okula gittiğinde yüzünde bir leke olduğunu bile hatırlamıyor. Ali eğer okula yiyecek götüremezse arkadaşlarının ona yemek ikram edeceğini de çok iyi biliyor. Ali ile oyun oynarken de onu dışlamıyorlar ve Ali’nin fakirliğini de ona hissettirmiyorlar. Günün sonunda tüm sınıf dağılırken, öğretmeni Abdurrahman, Ali’yi yanına çağırıp ona bir kutu veriyor. İçinde yeni bir ayakkabı var. Sizce Ali’nin tepkisi ne olurdu? Muhtemelen Ali buradaki çocuklar ile mahallesindeki çocukları kıyaslayacak ve nedenini öğretmenine soracaktır. Şimdi bırakalım da Abdurrahman hoca tüm bu sorulara cevap versin.
Abdurrahman Hoca’dan cevap
Bak Ali. Ben Müslüman’ım. Sınıf arkadaşlarının da neredeyse tamamı Müslüman ailelerin çocukları. Biz Müslümanlar insanlarla alay etmeyiz. Yüzündeki leke ile alay etmek kötü bir ahlaktır ve aynı zamanda günahtır. Geçen gün bir velimiz senin ayakkabını görmüş. Tüm sınıf arkadaşların aralarında para topladılar ve sana bu ayakkabıyı aldılar. Çünkü Müslümanlar kazançları ile zor durumda kalanlara yardım eder. Buna zekat denir. Allah bize bunu emretmiştir. Bu ayakkabı bu yüzden senin hakkın ve bundan dolayı kendini kötü hissetmene gerek yok. Bu sana Allah’ın bir hediyesi. Biz sadece vesile olduk. Babanın durumunu geçen günkü veli toplantısında öğrendim. Hastalığı sebebiyle işsiz kalmış ve uzun zamandır iş bulamıyormuş. Bir tane zekat vakfı ile görüştüm. Hayırsever Müslümanlar oraya bağış yapıyorlar onlar da ihtiyaç duyanlara dağıtıyorlar. Vakıf babanı tedavi ettirecek, iş bulana kadar da evinizin tüm ihtiyaçları karşılanacak. İşte bunlar bizim İslam dinimizin emirleridir. Mahalledeki arkadaşlarının sana kötü davranması elbette üzücü ve dinimizce günahtır. Aileleri çocuklarına dinini doğru öğretmekle yükümlüdür. Maalesef bu konuda başarılı olamamışlar. Sen onlara bakıp hayattan soğuma. Çevrende her zaman kötü insanlar olduğu gibi iyi insanlar da olacak. Bu maalesef hayatın bir parçası ve Allah bizi bu kötü insanlarla da sınava çekiyor. Bizim görevimiz de bu sınavı geçmek için Allah’a sığınmaktır. Bu yüzden onun emir ve yasaklarına uyarız ve sabırla bekleriz.
Ali hocasına minnettar gözlerle bakıp teşekkür etti ve yeni ayakkabılarını giyip mutlu bir yüzle eve döndü. Yol boyunca hocasının dediklerini düşündü ve keşke kimse günah işlemese dedi. İçinde Allah denen neye benzediğini bilemediği bir varlığa karşı bir sevgi oluştu. Onu anlamaya başladı. Ona teşekkür etti.
Eve vardığında elektriklerin geldiğini, suyun aktığını ve dolabının da yiyecek dolu olduğunu gördü. Ayrıca ev temizlenmiş babasının da ilaçları alınmıştı. Annesi de Ali’nin çok istediği kitapları almıştı. Ali tüm bunları görünce çok mutlu oldu ve annesine sarıldı.
Yani demem o ki; bir çocuğa Allah sevgisi kazandırmak için Allah’ın emirlerinin onun hayatındaki olumlu etkilerini göstermek gerekir. Böylece çocuk Allah’ı ve neden böyle bir din gönderdiğini anlayacaktır. İşte bu çocuk Allah’a şükretmek isteyecektir. Allah’ı görmeden sevecektir. Allah’ı sevmek için onu anlaması ona yetecektir. Artık son sözü bize Ali söylesin.
Gün yorucu geçmişti. Ali uzun zaman sonra ilk kez tamamen doymuş bir şekilde uyuyacaktı. O sırada aklına babası geldi. Banyoda abdest alan babasının yanına gitti ve ona şöyle dedi:
Baba, bana da namaz kılmayı öğretir misin?